Mavi yolculuk biliyoruz ki tatil sezonunda en çok tercih edilen konaklamalı veya haftalık günlük kiralamalı olarak gerçekleşen kıyı şeridi üzerinden veya el değmemiş gizli koylara demir atarak gerçekleşen muhteşem bir tatil planı. Oldukça dinlendirici ve sıfırlayıcı bir etkisi var. Tüm o harika noktaları gördükçe ve istediğiniz yerlerde suya girdikçe, güneşin ışınlarının cildinizin en derinlerine inmesine izin verdikçe daha da huzurla dolmanızı sağlayacak nitelikte. Güvertede doğayla baş başa kalmak, denizin sesi ile yol alma, rüzgarın yüzünüzü sıyırması ve muhteşem berraklıktaki su… Bu yazımızda ise bu harika tatil planının en güzel, en revaçta ve en tercih edilen noktalarını sizlerle paylaşacağız! Ayrıca mavi tura katılmak isterseniz renklitatil.com size bu konuda da yardımcı oluyor dilediğiniz bölgeden tekne kiralama için tekne kiralama sayfasını ziyaret edebilir ve beğendiğiniz tekneleri/guletleri kiralamak için bizleri arayabilirsiniz.
İlk olarak Akdeniz’deyiz ve Likya Medeniyeti’nin izini sürüyoruz. Korunaklı limanların son bulduğu bölgedir Fethiye Körfezi. Körfezin tekneyle gezilebilecek en güzel noktası antik Simena şehrinin bulunduğu Kaleköy ile Kekova koylarıdır. Kaş ve Kalkan da bir diğer durak noktasıdır. Bizans kilise kalıntılarının bulunduğu Gemiler Adası da mutlaka uğranılması gereken noktalardan biri! Burada mavi yolculuk yapmak gibi bir plânınız tatil rehberinizde yer almıyorsa hemen eklemelisiniz!
Dantel gibi işlenmiş koylar, aradaki onlarca adacık, etrafı saran çam ormanıyla körfezden çok bir iç denizdir Göcek. Dünyada eşi benzeri olmayan bir mavi yolculuk destinasyonu. Birçok marinanın yan yana bulunduğu Göcek merkezden çıkar çıkmaz maviliğin kollarında bulursunuz kendinizi. Göcek’in doğu kıyısında sırasıyla Atbükü, Boynuzbükü, Killebükü, Taşyaka, Sıralıbük, Sarsala, Manastır Koyu, Hamam Koyu, Göbün yer alır. Körfezin içine ayrıca Göcek, Yassıcalar, Tersane ve Domuz adaları serpilmiştir. Her biri ayrı güzellik sunarken sizde bu büyülü atmosfere kendinizi kaptırabilirsiniz!
Hem mavi yolculuk yapayım hem de merkezden uzaklaşmayayım diyorsanız o zaman size önerimiz Bodrum Yarımadası koyları. Mavi yolculuğun doğduğu bu koylarda dolaşmak, Halikarnas Balıkçısı’nın izini sürmek büyük bir keyif elbette! Her ne kadar koylar artık yıllar öncesinden bir hayli farklı olsa da… Bodrum Yarımadası mavi yolcular için batı ve güney yakası olarak ikiye ayrılıyor. Yalıkavak, Gümüşlük, Turgutreis, Çatalada batı yakasının en popüler koyları. Ancak deniz de bir o kadar zorlu. Güney yakası ise Akyarlar Koyu’nda başlar, Karainci, Bağlar, Ortakent, Adaboğazı, Bitez, Babuç koyları, Orak Adası, Çökertme, Ören ve Akbük koylarıyla devam eder. Koyların hepsinde yapılaşma bulunsa da her türlü ihtiyacın giderilebileceği tesislerin bolluğu bu koyları avantajlı kılıyor!
“Tanrı dünyayı yaratmış, Gökova’yı nakşetmiş. Cenneti tasvir için kullarına bahşetmiş.” Sadun Boro’nun Gökova Körfezi’ni tanımlamak için sarf ettiği bu sözler aslında geriye söyleyecek pek de bir şey bırakmıyor gibi oyle değil mi? Eskiden Kerme Körfezi olarak bilinen Gökova, Bodrum ile Datça yarımadaları arasında yer alıyor. Körfezde bir çoğu her türlü rüzgara kapalı, dolayısıyla güvenli gecelemeler sunan, her biri çam ormanlarının kucakladığı onlarca koy bulunuyor. Kendinizi Akyaka’dan aşağı bırakıverdiniz mi Çamlı Liman, inci gibi kumuyla ünlü Sedir Adası, cennetten bir parça Karacasöğüt, Çanak Koyu, Değirmen Bükü, İngiliz Limanı, Sadun Boro’nun gözdesi Okluk Koyu, Löngöz diye sürer gider Gökova Körfezi rotası. Adını sığdıramadığımız daha bir sürü eşsiz koy bulunur bu körfezde. Teknenizi bağladıktan sonra kıyıya çıkıp çam, günlük ve zeytin ağaçları arasında yapacağınız yürüyüşlerle de mavi yolculuğunuzu renklendirebileceğiniz bir rotadır burası.
Körfezin içinde sığ liman da var, sert denizler de… Bu iki seçeneğe de ayak uydurmak ise bizim görevimiz haline geliyor. Hurma ağaçlarının süslediği ormanlar da var, çorak alanlar da… Datça’dan itibaren Bozburun Yarımadası’na kadar uzanır. Çiftlik Koyu, Kurucabük, Gönlücek Bükü, Bencik Koyu, Orhaniye, Selimiye, Dirsek koyları her yaz yüzlerce tekneyi ağırlar. Ormanla denizin iç içe geçtiği ender bölgelerden biridir. Yarımadanın içine kıvrılarak 1,5 mil giren Bencik Koyu mavi yolcuların uğramadan geçmemesi gereken bir liman!
Mavi Yolculuk için muhteşem bir deniz rengine sahip olan Ayvalık adeta cennetten bir köşe gibi hissettirecek sizi. Arkasında, sırtını dayadığı Kaz Dağları, önünde pırıl pırıl Ege Denizi’yle Ayvalık’ın aslında bir adalar topluluğundan oluştuğunu biliyor muydunuz? Dağların denize dik uzandığı tipik bir Ege kıyısı olarak etrafında irili ufaklı onlarca koy barındırır ki bunların her biri tekneler için sığınacak bir liman, bağlanacak bir koy anlamına geliyor. Ayvalık’ın en bilinen koylarından biri Bademli! Dikili’ye bağlı bir köy olan Bademli, yüzlerce yıllık zeytin ağaçları ve turkuvaz deniziyle gözlerden uzak sakin bir belde. Bir zamanlar levantenlerin yaşadığı köy, mübadele sonrası kalan Rum evleriyle dolu. Ayvalık ve çevresinde tekneyle gidebileceğiniz eşsiz bir nokta da “gerçek bir doğa harikası” olarak adlandırılan Kalem Adası. Ayvalık ve çevresinin suyu soğuktur malum. Eğer biraz daha sıcak sularda yüzmek isterseniz size Ilıca Koyu’nu tavsiye edebiliriz. Eğer Ayvalık’tan tekne kiralayıp mavi yolculuk yapıyorsanız tipik bir Ege Balıkçı Koyu olan Çandarlı’yı da atlamamanızı öneririz.
Sakinlik ve dinginliğin bu denli uyumlu olduğunu hiç görmemişsinizdir. Bu uyum nerede mi? Elbette ki Datça! Ege ve Akdeniz’in birleştiği nokta Datça Yarımadası, sarp dağlarla çevrili koylarıyla koynuna alıverir bizleri. Binlerce yıllık geçmişi sayesinde, dümen suyunda bırakılan her bir milde yeni bir sürpriz sunar mavi yolculuk sakinlerine! Kuzeyde Körmen Limanı’yla başlar yarımada turu. Hemen 7 mil batısında da Mersincik Limanı içinde küçük bükler barındırıyor. Yarımadanın en batı ucundaki Knidos, heybetli feneriyle buruna uğramayıp da geçip giden denizcilere selam verir nitelikte. Son derece mistik bir havaya sahip Knidos Burnu’nun koyuna demirlerseniz dağa tırmanıp nakış gibi işlenmiş Ege kıyılarına bir de buradan bakmanızı mutlaka öneririz. Knidos’u sırasıyla Palamut Bükü, Kurubük, Mesudiye Bükü, Hayıt Bükü takip ediyor.
