Kapadokya denince akla gelen sembolleri arasında yer alan Peri Bacaları, oluşumlarıyla, görüntüleriyle bulundukları noktaya mistik bir hava katmaktadır. Her ne kadar jeolojik olaylar sonucunda oluştukları bilinse de yine de Peri Bacalarını ziyaret eden misafirler etraflarını çevrelemiş olan mistik havayı da fark ederler. Peri Bacaları hakkında birçok rivayet, efsane bulunmaktadır. Örneğin perilerin yaptıkları dahi söylemektedir fakat sonuç elbette bilimsel olaylara dayanmaktadır. Peri bacalarını yakından görmek ve keşfetmek için Kapadokya’da katılabileceğiniz birçok günlük aktivite bulunmaktadır. Bu aktivitelere katılım sağlayarak profesyonel rehberler eşliğinde ki geziler ile birlikte bilgi almak tarihe tanıklık etmek isterseniz Kapadokya Günlük Turlar sayfamızdan tüm aktiviteleri görünütleyebilirsiniz.
Gezip görmek isteyen veya Peri Bacalarını ziyarete giden ziyaretçiler tarafından oldukça merak edilen Kapadokya Peri Bacaları oluşumlarının nasıl oluştuğunu yazımızın devamında sizler için açıkladık. Keyifli okumalar dileriz
Kapadokya Peri Bacaları oluşumları tektonik oluşumlara bağlıdır. Peri Baları milyonlarca yıl önce yağmur, sel sularının rüzgarların oluşum göstermiş olan tüfleri aşındırması ile ortaya çıkmış huni şeklinde olan ve üstelerinde bu hunileri kapatan kayalar bulunduran yapılardır.
Kapadokya’nın bulunmuş olduğu bölgede bulunan Erciyes Dağı, Güllüdağ ve Hasandağı milyonlarca yıl öncesinde aktif volkanik dağlardır. Ayrıca yapılan kazı çalışmaları sonucunda da Peri Bacalarının bulunmuş olduğu bölgede balık fosillerine ulaşılmıştır. Yani Peri Bacalarının bulunmuş olduğu bölüm daha öncesinde denizmiş. Çevrede bulunan Güllüdağ, Hasandağı ve Erciyes Dağı tektonik hareketler sonucunda aktif hale gelerek volkan püskürtmeye başlamışlardır. Püskürttükleri volkanlar sonucunda lavlar da denize inerek buranın kurumasına ve yaklaşık olarak 100-150 metre derinliğine sahip olan tüf oluşumuna sebep olmuşlardır. Milyonlarca, binlerce zaman geçmesinin ardından ise yukarıda da belirtmiş olduğumuz yağmur, sel suları ve rüzgarlar sonucunda tüfler aşınarak şu anki Kapadokya Peri Bacaları oluşumunu göstermişlerdir.
Peri Bacalarının tarihi demek aslında Kapadokya’nın da tarihi denebilir. Peri Bacalarının oluşumu sebebiyle ince uzun binalara benzeyen bu yapılar, oluşumlarından bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmışlardır. İnsanların yerleşimi ile birlikte içleri oyularak binalar haline getirilen Peri Bacaları kim bilir içlerinde tarihte yazılı olmayan ne olaylara ne konuşmalara şahit olmuşlardır. 3.yy’da ilk Hristiyanların bu noktaya yerleştikleri bilinmektedir. Buradaki Peri Bacalarında hem yaşayıp hem de dinleri doyasıya yaşadıkları alandaki Peri Bacalarının içlerini ibadethanelere çevirmişlerdir.
11.-12. Yy. sonralarında ise Anadolu Selçuklu Devleti’ne ev sahipliği yapan Kapadokya Peri Bacaları o dönemine kadar da hem Hristiyanların hem de Arapların zaman zaman istilalarına şahitlik etmiştir.
Tüf oldukça kolay oyulabilen bir madde olduğundan dolayı insanların içlerinde yaşamaya başladıkları her dönemde biraz daha oyularak içlerine şekil verilmiştir. Hatta Hristiyanların ibadethaneleri olarak kullanıldığı dönemlerde içlerine freskler dahi işlenmiştir. Geziniz süresince bu yapıları görebilirsiniz.
Sizlere doğal oluşumlarından bahsettik fakat elbette Kapadokya Peri Bacalarının efsanesinden de bahsetmeden yazımız tamamlanmamış olacaktır. Bu sebeple sizlerle Kapadokya Peri Bacaları efsanesini anlatıyoruz.
Zamanın birinde Kapadokya Göreme’nin köyleri içinde yaşayan oldukça çalışkan, işine sağdık yaşlı bir adam yaşarmış. O zamanlar da Peri Bacalarının içi güvercinlerle ve yumurtalarıyla doluymuş. Hiçbir zaman Peri Bacaları yumurtasız kalmazmış. Bu yaşlı adamında Peri Bacalarının yakınında üzüm bahçeleri varmış. Gider onları toplar hasat edermiş. Günlerden bir gün o kadar çok yorulmuş ki Peri Bacalarının gölgesinde dinlenmek için biraz uzanmış. İçinden de ‘Güvercinler ekinlerime zarar vermese’ diye geçiriyormuş. Daha sonra yaşlı adam gözlerini açtığında Peri Bacaları içinden çıkan bir sürü beyaz elbiseli peri görmüş. Bu periler yaşlı adamın tarlasındaki tüm üzümleri hasat edip onun deposuna kadar hızlıca taşımış daha sonra da ortadan kaybolmuşlar. Yaşlı adam ilk olanlara inanamayıp rüya gördüğünü düşünse de tarlasını ve deposunda toplanmış üzümleri görünce gerçek olduğunu anlamış. İlk başta korksa da daha sonrasında çalışkanlığının karşılığında bir hediye olarak görmüş bunu. Gel zaman git zaman periler yaşlı adama yardım etmeye devam etmişler. Köyde yaşayan diğer insanlar yaşlı adamın tek başına nasıl bu kadar çok üzümü hızlıca topladığını ve tarlasının bu kadar verimli olduğuna bir türlü akıl erdiremiyorlarmış. Yaşlı adam yıllar geçmiş gözlerini hayata yummuş beraberinde de Kapadokya Peri Bacaları sırrını götürmüş.
Elbette bu hikâye halk arasında dilden dile dolaşan bir efsanedir fakat insanlar akıl erdiremedikleri her şeye mistik bir hava katmayı severler. Kapadokya Peri Bacaları nasıl oluşmuş olursa olsun içerisinde eşsiz bir güzellik barındıran yapılardır.
Kapadokya ile ilgili merak ettiğiniz diğer sorularınızın cevaplarını bir diğer yazımız Kapadokya Tatil Rehberi ile bulabilirsiniz.